EK-4
Hukuk Fakültesi ve İlâhiyat Fakültesi Öğretim Elemanı Sayıları: Bir Karşılaştırma ve Değerlendirme


Not: Bu metin, Kemal Gözler, “Hukuk-Fıkıh İlişkisi: İslâm Hukukçusu Kimdir?” (http://www.anayasa.gen.tr/ hukuk-fikih.htm) başlıklı makalenin ekidir. K.G.

Kemal Gözler*

Öncelikle belirtelim ki, Türkiye’de hukuk fakülteleri daima “hukuk fakültesi” ismini taşırken, bazı üniversitelerde ilâhiyat fakülteleri, “ilâhiyat fakültesi” ismini değil, “İslâmî ilimler fakültesi” imini taşımaktadır. Bunları da karşılaştırmada ilâhiyat fakültesi olarak kabul edebiliriz.

Hukuk fakültelerinde çalışan toplam öğretim elemanı sayılarını ve sonra da ilâhiyat fakültesi ve İslâmî ilimler fakültesi öğretim elemanı sayılarını bir toblo üzerinde karşılaştırmalı olarak gösterelim:


Kaynak: Hukuk fakültesi öğretim üyeleri sayısı için EK-4A’daki Tabloya, ilâhiyat fakültesi ve İslâmî ilimler fakültesi öğretim elemanı sayıları için EK-4B’deki Tabloya bakınız.

Görüldüğü gibi ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri öğretim elamanı sayısı, hukuk fakülteleri öğretim üyesi sayısından çok fazladır. Örneğin hukuk fakültelerinde toplam 441 profesör var iken ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakültelerinde toplam 613 profesör, hukuk fakültelerinde toplam 229 doçent var iken ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakültelerinde toplam 357 doçent, hukuk fakültelerinde toplam 813 adet doktor öğretim üyesi var iken toplam ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakültelerinde toplam 1331 adet doktor öğretim üyesi vardır.

Türkiye’de ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakültelerinde, hukuk fakültelerinde bulunan öğretim üyesi sayısından daha fazla sayıda öğretim üyesi bulunması şaşırtıcı bir şeydir. Bu husus Türkiye’nin nereye yöneldiğinin de bir göstergesidir. Türkiye’nin yüksek öğrenim konusunda yaptığı tercihin isabeti sorgulanmalıdır.

Türkiye'de hukuk doktorundan çok ilâhiyat doktoru olduğu anlaşılıyor. Muhtemelen dünyanın başka bir medeni ülkesinde hukuk doktorundan çok ilâhiyat doktoru yoktur.

Türkiye’de ilâhiyat öğrenimine bu kadar yatırım yapılması şaşırtıcıdır. Ancak muhtemelen bu bir rastlantı değildir; bunun pek muhtemelen toplumsal, kültürel temelleri vardır. Acaba Türk insanı davranışlarının yürürlükteki beşerî kanun koyucu tarafından yasaklanıp yasaklanmadığını bilmekten çok, davranışlarının ilahî kanun koyucu tarafından yasaklanıp yasaklanmadığını mı bilmek istiyor?

Bu arada YÖK “Yüksek Öğretim Bilgi Yönetim Sistemi”nden ilâhiyat ve hukuk fakülteleri öğretim üyesi sayılarını araştırırken şunu gözlemledik ki, Türkiye’de 69 ilâhiyat fakültesinden hepsi devlet üniversitesidir . 29 adet İslâmî ilimler fakültesinden ise sadece 4’ü vakıf üniversitesidir . Bu dört vakıf İslâmî ilimler fakültesinde de araştırma görevlileri dahil toplam 88 adet öğretim üyesi vardır. Bu sayı ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri toplam öğretim elemanı sayısı olan 4060’ın sadece yüzde 2,16’sını oluşturmaktadır. Yani Türkiye’de ilâhiyat ve İslâmî ilimler fakültelerinin tamamına yakınının devlet tarafından finanse edildiğini söyleyebiliriz.

Oysa Türkiye’de 36 adet aktif devlet üniversitesi hukuk fakültesine karşılık 34 adet aktif vakıf üniversitesi hukuk fakültesi vardır. Türkiye’de hukuk eğitiminin yarı yarıya özel sektör tarafından finanse edildiğini söyleyebiliriz.

Türkiye’de hukuk eğitimi yarı yarıya özel sektör tarafından finanse edilirken, ilâhiyat eğitiminin tamamına yakının devlet tarafından finanse edilmektedir. Türkiye’de toplumun kaynaklarının devlet aracılığıyla ilâhiyat eğitimine aktarıldığı söylenebilir. Türkiye’de hukuk fakültelerinin yarısı kendi yağıyla kavrulmaktadır. İlahiyat fakültelerinde bu oran fevkalade düşüktür.

19 Mart 2019

EK-4A: Hukuk Fakültesi Öğretim Elemanı Sayıları Tablosu
EK-4B: İlahiyat ve İslami Bilimler Fakülteleri Öğretim Elemanı Sayıları



(c) Kemal Gözler, 2019.

UYARI: Makalemin tam metin olarak başka internet sitelerinde, gazete veya dergilerde yayınlanmasına rızam yoktur. Makalemden ancak tanıtım amacıyla, miktar olarak yarısını aşmamak, yazarını ve kaynağını açıkça belirtmek ve www.anayasa.gen.tr/hukuk-fikih-ek-4.htm adresine link vermek şartıyla alıntı yapılabilir. Makalemi iznim olmaksızın tam metin olarak yayınlayan internet sitelerine, bloglarına, gazetelere ve dergilere karşı takibatta bulunacağım. Önemle hatırlatırım. Ayrıca belirtmek isterim ki, bu metin kesin bir metin değildir. Kağıt dergide yayınlanıncaya kadar, makalelerimi, gelen eleştiriler doğrultusunda düzeltiyor ve geliştiriyorum. Başka sitelerdeki konulan metinleri ise düzeltme ve geliştirme imkanım yok.

Bu makaleye aşağıdaki şekilde atıf yapılması önerilir: Kemal Gözler, “Hukuk Fakültesi ve İlâhiyat Fakültesi Öğretim Elemanı Sayıları: Bir Karşılaştırma ve Değerlendirme”, www.anayasa.gen.tr/hukuk-fikih-ek-4.htm (Yayın Tarihi: 19 Mart 2019).

NOT: Bu makale bir kağıt dergide yayınlanıncaya kadar, bir “hazırlık çalışması” olarak görülmelidir. Makalemde değişiklik ve düzeltme yapma hakkım saklıdır. Makalemdeki muhtemel hataları bildireceklere ve keza görüş ve eleştirilerini benimle paylaşacaklara teşekkür ederim.

Bu makale ilginizi çektiyse izleyen makalem de ilginizi çekebilir: Kemal Gözler, “Sigara Haram mı?”, www.anayasa.gen.tr/sigara-haram-mi.htm (Yayın Tarihi: 20 Şubat 2019).

Bu makale ilginizi çektiyse izleyen kitabım da ilginizi çekebilir: Kemal Gözler, Hukuka Giriş, Bursa, Ekin, 22. Baskı, 2018.


Editör: Kemal Gözler
E-Mail:
twitter.com/k_gozler
Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr
Bu Sayfa: www.anayasa.gen.tr/hukuk-fikih-ek-4.htm
İlk Yayın Tarihi: 19 Mart 2019, Saat 22
Düzeltme ve Geliştirmeler: 19 Mart 2019, Saat 22