Kemal Gözler, "ÖSS-Y Üzerine-2" Cumhuriyet Bilim-Teknik, 13 Kasım 1999, s.16-17. ( www.anayasa.gen.tr/oss.htm; 1.5.2004)

 


 

Kemal Gözler, "ÖSS-Y Üzerine-2" Cumhuriyet Bilim-Teknik, 13 Kasım 1999, s.16-17.

 

ÖSS-Y Üzerine-2

 

 

Kemal Gözler (*)

1999 ÖSS-Y sonuçları üzerine yapılan tartışmalar gittikçe yoğunlaşıyor. Bu tartışmalar, Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde de yansısını buldu. Derginin 18 Eylül 1999 tarihli 652’nci sayısında “ÖSS-Y Sonuçları Üzerine İlk Gözlemler” başlıklı benim bir yazım yayınlandı.

YÖK Başkanı sayın Kemal Gürüz’ün, Derginin 9 Ekim 1999 tarihli sayısında “1999 Yükseköğretime Giriş Sınavı” başlıklı bir makalesi yayınlandı. Söz konusu makalede sayın Gürüz, bu yıl yapılan sınavın geçmiş yıllarda yapılan sınavlarla bir karşılaştırmasını yapmıştır. Sayın Gürüz bu yazısında, haklı olarak, “ortaöğretim başarı puanı” ile “ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı”nın farklı olduğunu vurgulamaktadır. Yine Sayın Gürüz’ün verdiği istatistiksel veriler, yeni sınav sisteminin Fen liseleri gibi başarılı liselerin son sınıflarından genel liselerin son sınıflarına doğru olan kaçışı durdurduğunu göstermektedir. Sayın Gürüz’ün genel olarak üniversiteye yerleştirmede ortaöğretimdeki başarının daha ağırlıklı olarak hesaba katılmasını, dershanelerin yol açtığı ezberciliğin ortadan kaldırılmasını, lise türleriyle üniversite bölümleri arasında ilgi kurulmasını, meslek lisesi öğrencilerinin kendi alanlarına yönlendirilmesi gerektiği yolundaki düşünceleri savunduğu bilinmektedir. Bu düşünceler hoşumuza gidebilir ya da gitmeyebilir. Ama her halükârda, bunların kökten yanlış oldukları iddia edilemez. Üniversiteye yerleştirmenin belli bir ölçüde ve hatta tamamıyla liselerde elde edilen başarıya göre yapılması düşüncesinde mantıkî bir tutarsızlık yoktur. Keza, lise öğrencilerinin kendi alanlarında yükseköğretim programlarına devam etmesi gerektiği düşüncesinde de bir tutarsızlık yoktur. Bu düşünceler de, en az bunların tersi düşünceler kadar, geçerli düşüncelerdir. Nihayette şu düşüncenin veya bu düşüncenin benimsenmesi bir tercih sorunudur. Bu tercih ise, X ya da Y tarafından değil, “yetkili makamlar” tarafından yapılacak bir tercihtir. Böyle bir tercih ülkemizde yetkili makamlar tarafından usûlüne uygun olarak yapılmıştır. Dolayısıyla, kanımızca, artık bu tercihin yerindeliği konusunda bir tartışma yapmanın bir anlamı yoktur.  Bu alanda neyin doğru ya da neyin yanlış olduğunu kanıtlamanın bir yolu yoktur. Bu nedenle, sistemin sonuçlarını gözlemlemek, bunların nedenlerini araştırmak ve sistemin pratikte ortaya çıkardığı teknik aksaklıkların altını çizmekten başka yapılacak bir şey yoktur.

Ben burada sadece uygulamadan kaynaklanan iki teknik meseleye değinmek istiyorum. Yeni sınav sisteminin derhal uygulanması nedeniyle bir haksızlık ortaya çıkmıştır. Bundan üç yıl önce, çocuğunu meslek lisesine gönderen baba, eğer çocuğunun üniversiteye giremeyeceğini bilseydi, herhalde çocuğunu meslek lisesine göndermezdi. YÖK ve ÖSYM, istikrar kazanmış bir uygulamasından, öğrencilerin “kazanılmış” olmasa bile “beklenen” haklarına pek de saygı göstermeyerek vazgeçmiş, böylece hukuk güvenliğini ve dolayısıyla hukuk devleti ilkesini zedelemiştir.

Diğer yandan aynı şekilde liselerdeki bundan üç yıl önce belli bölümleri seçen öğrencilere de haksızlık yapılmıştır. Bundan üç yıl önce, üniversitede hukuk veya kamu yönetimi okumak isteyen öğrenci lisede sosyal bilimler bölümünü tercih etmiştir. Ancak, bu tercihinden üç yıl sonra, üniversiteye giriş sınavı aşamasına gelindiğinde, bu öğrenciye “sen bir sosyal bilimler öğrencisisin, hukuk veya kamu yönetimi bölümünü tercih edemezsin” denmiştir. Böyle bir öğrencinin devlete olan güveni sarsılmıştır. Devlet üç yıl önce verdiği sözü tutmamıştır.

Yöneltilecek ikinci eleştiri, ÖSYM’nin yayınladığı 1999-ÖSS: Öğrenci Seçme Sınavı Kılavuzu başlıklı kitapçığın 28 ve devamı sayfalarında yer alan “Ortaöğretimdeki Alan/Kol/Bölümler İle Aynı Alan/Kol/Bölümlerdeki Lisans ve Önlisans Programları” başlığını taşıyan  “TABLO-3”tür. TABLO-3, normal liselerin değişik “alanlarından/kollarından/bölümlerinden (“Sosyal Bilimler, Edebiyat, Genel Kültür”; “Türkçe-Matematik”; “Fen, Matematik, Tabiî Bilimler”; “Yabancı Dil”) mezun olan öğrencilerin yerleştirmesine esas teşkil eden (ÖSS-Y) puanların hesaplanmasında ağırlıklı orta öğretim başarı puanlarının (AOBP) 0.2 ve 0.5 gibi değişik katsayılar belirlemektedir. Örneğin liselerin sosyal bilimler alanından mezun bir öğrenci üniversitede maliye bölümünü tercih ederse orta öğretim başarı puanı 0.2 ile çarpılmakta ve pratikte maliye bölümünü kazanması imkânsız hale gelmektedir. Buna karşılık aynı öğrenci iktisat bölümünü tercih ederse orta öğretim başarı puanı 0.5 ile çarpılmakta ve neticede çok daha yüksek bir puan elde etmektedir. İktisat öğrenimi görmek için yeterli görülen liselerin sosyal bilimler öğrencileri, niçin maliye öğrenimi için yetersiz görülmüşlerdir? Bunu anlamak mümkün değildir. Keza, liselerin fen bilimleri, matematik bölümlerinin öğrencileri de iktisat bölümünü tercih ederlerse orta öğretim başarı puanı 0.5 ile çarpılmaktadır. Ancak aynı öğrenciler maliye bölümünü tercih ederlerse, orta öğretim puanı 0.2 ile çarpılmaktadır. Bunun nedeni de anlamak mümkün değildir. İktisat öğrenimi ile maliye öğrenimi tamamıyla aynı tür formasyon (sosyal bilimler+matematik) gerektiren öğrenimlerdir. Aynı tür bir haksızlık hukuk fakültesi tercih etmek bakımından da vardır. Bu fakülteyi de liselerin sadece “Türkçe-matematik” öğrencileri tercih edebilmektedir. Bunlar küçük teknik aksaklıklardır. TABLO-3’te yapılacak bir iki değişiklik ile bunlar giderilebilir.

ÖSS-Y üzerine son yazı sayın Ömer Kutlu tarafından Cumhuriyet Bilim Teknik’in 16 Ekim 1999 tarihli sayısında yayınlandı. Sayın Kutlu’nun yazısı benim yukarıda belirttiğim ilk yazımın bir eleştirisi niteliğindedir. Yazıda benim gözden kaçırdığım teknik ayrıntılar vurgulanmış ve “Gözler’in yazısında önemli ayrıntıları göz ardı etmesi, sistemle ilgili yanış sonuçlara yol açacaktır” kanısına varılmıştır. Sayın Kutlu’nun teknik ayrıntılara ilişkin yaptığı açıklamaların aşağı yukarı hepsine ben de katılıyorum. Aslında, sayın Kutlu’nun “göz ardı ettiğimi” sandığı “önemli ayrıntılar”ın bir çoğu benim Cumhuriyet Bilim Teknik dergisine yolladığım makalenin ilk şeklinde mevcuttu. Makalenin bu ilk şekli yayın yönetmeni tarafından uzun bulunduğundan tarafımdan kısaltılmıştır. Makalenin yayınlanmasından sonra, 21 Eylül 1999 günü Kanal E’de Sedat Güntekin tarafından sunulan “Hedef  Üniversite” programına davet edildim. Orada sayın Güntekin ile ÖSS-Y sonuçlarındaki farklılıkların nedenlerini tartıştık. Bu konuşmada sayın Kutlu’nun değindiği teknik sorunlara bizzat ben değindim.

Sayın Kutlu benim makalemde yaptığım öğrenciler arasında “kaliteli-daha az kaliteli” ayrımını da eleştirmektedir. Şüphesiz, bu ifade “nezaket” açısından güzel olmayabilir ve bazı öğrencilerin kırılmasına yol açabilir. Ancak ben, üniversiteye giriş puanının yüksekliği ile öğrenci kalitesinin yüksekliği arasında bir “bağıntı” olduğunu düşünüyorum. Bu bağıntı, bazılarının hoşuna gitmese de, tüm Türk üniversiteye giriş sisteminin temel varsayımıdır. Hukuk fakültesi öğrencileri ile nakış öğretmenliği öğrencileri arasında kalite farkı olmadığını söylemek, çok hoş bir iddiadır; ancak bu iddiaya inanacak insan bulmak çok zordur.

Bırakınız giriş puanları açısından aralarında en az 50-60 puan fark bulunan iki fakülte arasında karşılaştırma yapmayı, aynı fakültenin giriş puanı bakımından aralarında beş puan fark bulunan iki bölümünün öğrencileri arasında kalite farkı vardır. Örneğin aynı dersi iktisadi ve idari bilimler fakültesinin değişik bölümlerine veren her öğretim üyesi bu farkı yaptığı sınavlarda gözlemler. Ve ÖSYM’nin öğrenci kalitesini ne kadar doğru ve hassas olarak ölçtüğüne hayret eder.

 

(*) Yard.Doç.Dr, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Görükle-Bursa

E-mail: gozler@uludag.edu.tr

 


Copyright

(c) Kemal Gözler. 2001-2004. Bu sayfaya izin almadan link verilebilir. Ancak, bu web sayfası, önceden izin almaksızın ne suretle olursa olsun, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, tekrar yayınlanamaz, dağıtılamaz, başka internet sitelerine metin olarak konulamaz. İzin için kgozler@hotmail.com  adresine başvurunuz. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 3.3.2004 tarih ve 5101sayılı kanunla değişik 71 ve 72’nci maddeleri, bir kitabı herhangi bir yöntemle (fotokopi dahil) çoğaltanları, dağıtanları, satanları, elinde bulunduranları, paraya çevrilmeksizin, 2 (iki) yıldan 4 (dört) yıla kadar hapis cezası veya 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla veya zararın ağırlığı dikkate alınırık bunların her ikisiyle birden cezalandırmaktadır.

Alıntılar (İktibas) Konusunda Açıklamalar

Bu makaleden yapılacak alıntılarda (iktibaslarda) 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 35’inci maddesinde öngörülen şu şartlara uyulmalıdır: (1) İktibas, bir eserin “bazı cümle ve fıkralarının” bir başka esere alınmasıyla sınırlı olmalıdır (m.35/1). (2) İktibas, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla yapılmalıdır (m.35/3). (3) İktibas, belli olacak şekilde yapılmalıdır (m.35/5) [Bilimsel yazma kurallarına göre, aynen iktibasların tırnak içinde verilmesi ve iktibasın üç satırdan uzun olması durumunda iktibas edilen satırların girintili paragraf olarak dizilmesi gerekmektedir]. (4) İktibas ister aynen, ister mealen olsun, eserin ve eser sahibinin adı belirtilerek iktibasın kaynağı gösterilmelidir (m.35/5). (5) İktibas edilen kısmın alındığı yer belirtilmelidir (m.35/5).

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71’inci maddesinin 4’üncü fıkrası, 35’inci maddeye aykırı olarak “kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak” göstererek iktibas yapan kişileri, 4 (dört) yıldan 6 (altı) yıla kadar hapis ve 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 18 Şubat 1981 tarih ve E.1980/1, K.1981/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kararına göre, “iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak Borçlar Kanununun 49. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat isteyebilir”.

Yukarıdaki şartlara uygun olarak alıntı yapılırken bu makaleye şu şekilde atıf yapılması önerilir:

Kemal Gözler, "ÖSS-Y Üzerine-2" Cumhuriyet Bilim-Teknik, 13 Kasım 1999, s.16-17. (www20.uludag.edu.tr/~gozler/oss2.htm; www.anayasa.gen.tr/oss.htm; erişim tarihi).

 


Editör: Kemal Gözler

E-Mail: kgozler@hotmail.com

Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr