TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ [www.anayasa.gen.tr]


Kemal Gözler, "Fransız Anayasa Konseyi Kararları Kroniği: 1994", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 44, 1995, Sayı 1-4, s.809-819 (www.anayasa.gen.tr/kronik94.htm; 24.04.2004).

Makalenin orijinal halini AÜHFD'den PDF formatında indirmek için izleyen linki tıklaynız. http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1995-44-01-04/AUHF-1995-44-01-04-Gozler.pdf (AÜHFD'ye linktir. Çalışmaz ise burasını tıklayınız).


Bu makalenin aslı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisinde yayınlanmıştır.

Buraya konulmasına izin verdiği için AÜHFD'ye teşekkür ederim.


Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr

Fransiz Anayasa Konseyİ KararlarI KronİĞİ (1994)

                                                

 

                                                                            Kemal GÖZLER*

 

Asagida, Fransiz Anayasa Konseyinin (Conseil constitutionnel) 1994 yIlInda verdiği kararlardan önemli görülen sekizi seçilmistir. Bu kararlardan ilk altisi sadece özetlenmis, son ikisinin ise kisa bir tahlili yapilmistir.

1. 13 Ocak 1994 Tarih ve 93-331 DC Sayili Karar, Il Genel Meclislerinin Yarisinin Üç Yilda Bir Yenilenmesine Iliskin Kanun, Journal officiel, 18 Ocak 1994, s.924.

Anayasa Konseyi bu kararinda kendisinin Parlamento gibi genel bir takdir yetkisine sahip olmadigina, « kanunla benimsenen tedbirlerin yasakoyucunun amaçladigi hedeflere tamamen elverissiz oldugu açikça anlasilmadikça, bu hedeflere baska yollardan ulasilip ulasilamayacaginin arastirilmasinin kendisine düsmedigine » karar vermistir. Konsey adi geçen kanunu Anayasaya uygun görmüstür. (Bu karar hakkinda bkz.: André Roux'nun Yorumu, in Revue française de droit constitutionnel, 1994, s.343-347).

2.  20 Ocak 1994 Tarih ve 93-334 DC Sayılı Karar, Bazi Ceza Usul Hükümlerinde Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun, Journal officiel, 26 Ocak 1994, s.1380.

1993 yazinda küçük bir kiz çocugunun, daha önce ayni suçtan mahkum olan ama Ceza Kanununun 132-23'üncü maddesinde sayilan tedbirlerden (sartli saliverme vb.) yararlanarak serbest birakilan bir suçlu tarafindan tecavüz edilip öldürülmesi üzerine, Parlamento, 23 Aralik 1993 tarihinde, benzer suçlardan mahkum olan suçlularin Ceza Kanunun söz konusu hükümlerinden yararlanmasina yasaklayan bu kanunu kabul etmistir. Keza ayni amaçla, kanunda 30 yillik bir gözetim dönemi de öngörülmüstür. Bu kanun, gerçek anlamda ömür boyu bir hapis cezasi ihdas ettigi yolunda elestirilmistir. Anayasa Konseyine göre ise, bu kanun Anayasaya aykiri degildir; zira « alinan bu tedbir, islenen suçla açik bir orantisizlik içinde bulunmamaktadir ». Dolayisiyla burada Konsey, « açik bir degerlendirme hatasi olmadikça, yasakoyucunun degerlendirmesi yerine kendi degerlendirmesini geçiremeyecegi » yolundaki yerlesik içtihadini bir defa daha tekrarlamistir.

Diger yandan ayni kanunun 18'inci maddesi ise, uyusturucu kacakçiligi ve terörizm alanlarinda gözaltinda alinanlarin, gözaltina alinmalarindan itibaren 72 saat geçmedikçe avukatlariyla görüsmelerine izin vermemektedir. Anayasa Konseyi bu hükmün savunma hakkina ve esitlik ilkesine aykiri olmadigina karar vermistir. Kanun Anayasaya uygundur. (Bu karar hakkinda bkz.: Thierry S. Renoux'nun Yorumu, in Revue française de droit constitutionnel, 1994, s.353-364).

3.  21 Ocak 1994 Tarih ve 93-333 DC Sayili Karar, Iletisim Özgürlügü Iliskin 30 Eylul 1986 Tarih ve 86-1067 sayili Kanunu Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun, Journal officiel, 26 Ocak 1994, s.1377.

Söz konusu kanun, bir televizyon sirketi icindeki ayni isletmenin, bu sirket sermayesinin en fazla % 49'una sahip olmasina imkan tanimaktadir (Bu sinir, 30 Eylül 1986 tarihli kanuna göre % 25 idi). Basvuru sahipleri, bu kanunun radyo-televizyon isletmelerinin ayni elde toplanmasini kolaylastirdigini, dolayisiyla çogulculuk ilkesine aykiri oldugunu ileri sürmüslerdir. Anayasa Konseyi ise bu gerekçeyi reddetmis, söz konusu kanunun çogulculugun gereklerini yerine getirdigi sonucuna varmistir. Konsey kanunun Anayasaya uygun olduguna karar vermistir. (Bu karar hakkinda bkz.: Xavier Philippe'in Yorumu, in Revue française de droit constitutionnel, 1994, s.347-353).

4.  21 Ocak 1994 Tarih ve 93-335 DC Sayili Karar, Sehircilik ve Insaat Alaninda Cesitli Hükümlerde Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun, Journal officiel, 25 Ocak 1994, s.1382.

Anayasa Konseyi, bu kanunun 10 ve 23'üncü maddelerinin usul yönünden Anayasaya aykiri olduguna karar vermistir. Bu maddeler, milletvekillerinin degisiklik önergeleri sonucunda kabul edilmislerdir (Anayasa, m.44). Konseye göre degisiklik önergeleri tartisilmakta olan metne göre yeni bir konu getirmemeli, degisiklik önergeleri kanun tasarisiyla iliskili olmalidir. Oysa bu iki madde hakkinda yapilan önergelerin, tartisma konusu olan kanun tasarisiyla hiç bir alakasi yoktur. (Bu karar hakkinda bkz.: Ferdinand Mélin-Soucramanien'in Yorumu, in Revue française de droit constitutionnel, 1994, s.364-370).

5.   31 Mayis 1994 Tarih ve 94-339 DC Sayili Karar, Senato Içtüzügünün 36, 37, 42 ve 49'uncu Maddelerinde Degisiklik Yapilmasina Dair Senato Karari, Journal officiel, 2 Haziran 1994, s.7981.

1958 Anayasasinin 61'inci maddesinin 1'inci fikrasina göre, yasama meclislerinin içtüzükleri Anayasa Konseyinin denetimine tabidirler. Anayasa Konseyi, Senato Içtüzügü degisikliginin bir hükmünü, senatörlerin anayasal kurallarin uygulanmasini isteme hakkindan mahrum biraktigi gerekçesiyle Anayasaya aykiri bulmustur. (Bu karar hakkinda bkz.: Richard Ghevontian'in Yorumu, in Revue française de droit constitutionnel, 1994, s.548-552).

6.  27 Temmuz 1994 Tarih ve 94-343/344 DC Sayili Karar, Bioetik ile ilgili iki kanun, Journal officiel, 29 Temmuz 1994, s.11024.

Anayasa Konseyi bu kararinda iki ayri kanun hakkinda yapilan iki ayri basvuruyu birlestirerek incelemistir. Kanunlardan biri insan vucudunun korunmasina iliskindir. Digeri ise insan vücudundan elde edilen ürün ve parçalarin kullanilmasina ve bagislanmasina iliskindir. Bu kanunda ayriça, tibbi yollarla döllenme ve dogum öncesi teshis konulari da düzenlenmektedir. Anayasa Konseyi bu iki kanunu, insan onuruna saygi, bireysel özgürlük, ailenin haklari, saglik hakki, yasam hakki ve nesep hakkiilarindan incelemis ve söz konusu düzenlemelerin Anayasaya uygun oldugu sonucuna varmistir. (Bu karar hakkinda bkz.: François Luchaire, « Le Conseil constitutionnel et l'assistance médicale à la procréation », Revue du droit public, 1994, s.1645-1059. Kararin metni bu makaleye ek olarak verilmistir: Ibid., p.1059-1062 ; Bernard Mathieu, « Bioéthique: un juge constitutionnel réservé face aux défis de la science », Revue française de droit administratif, 1994, s.1019-1032).

7. 13 Ocak 1994 Tarih ve 93-329 DC Sayili Karar
(Özel Okullara Yard
im)[1]

Basvuru konusu: 21 Ocak 1994 Tarih[2] ve 94-51 saylll Yerel Yönetimlerin Özel Ögretim Kurumlarlnln Yatlrlmlarlna Yardlm Kosullarl Hakklnda Kanun. Kabul tarihi: Millet Meclisinde, 27 Haziran 1993; Senatoda, 14 Kasim 1993 (Journal offciel, 22 Ocak 1994, s.1152).

Basvuruyu yapanlar: Sosyalist Partili 60 milletvekili ve 61 senatör (Anayasa, m.61/2).

Uygulanan anayasal hükümler: 1958 Anayasasl, m.2; 1946 Anayasaslnln Baslanglcl (Laiklik ve esitlik ilkeleri).

Sonuc: Anayasa Konseyi bu kanunun 2'nci maddesinin anayasaya ayklrl olduguna karar vermistir.

Fransa'da egitim ve ögretim bir kamu hizmetidir. Ama bu hizmet, devletin tekelinde degildir. Kamu ögretim kurumlarinin yaninda özel ögretim kurumlari da mevcuttur. Ilk ve orta dereceli özel ögretim kurumlarina iki milyondan fazla ögrenci devam etmektedir. Bu sayi ilk ve orta ögrenim ögrenci nüfusunun % 17'sini olusturmaltadir[3]. Ayrica belirtelim ki, özel ilk ve orta ögretimde Katolik kilisesinin özel bir agirligi vardir. Zira ozel okullara devam eden ögrenci nufusunun % 93'u Katolik kilisesine bagli okullara devam etmektedir[4].

15 Mart 1850 tarihli « Falloux Kanunu »nun 69'uncu maddesi, illerin ve beldelerin, özel orta ögretim kurumlarinin yatirimlarina yardim yapmasina imkan tanimakta ama bu yardim miktarini, söz konusu okullarin giderlerinin % 10'uyla sinirlamaktadir.

1993 genel seçimlerinde sag partiler, özel ilk ve orta ögretim kurumlarina yerel yönetimlerin istedikleri kadar yardim yapabilmelerini imkan saglayacaklarini vaad etmislerdir. Bu genel seçimlerde, sag partiler Millet Meclisinde ezici bir çogunluk elde etmislerdir. Bu amaçla, 27 Haziran 1993'te Millet Meclisinde ve 14 Aralik 1993'te de Senatoda kabul edilen bu kanun, yerel yönetimlerin özel ögretim kurumlarinin yatirimlarina istedikleri kadar yardim etmelerine izin veriyordu. Böylece 144 yillik « Falloux Kanunu » zimnen ilga ediliyordu.

Sosyalist Partili 60 milletvekili ve 61 senatör Anayasa Konseyine bu kanun aleyhinde basvuruda bulunmuslardir. Basvurucular, daha birçok gerekçe yaninda, söz konusu kanunun 2'nci maddesinin Anayasal degerde olan esitlik ve laiklik ilkelerine aykiri olduklarini ileri sürmüslerdir. Sosyalist partili milletvekili ve senatörlere göre, bir kere, söz konusu kanun Fransiz Anayasasinin 2'nci maddesinde belirtilen laiklik ilkesine aykiriydi; zira, kanun söz konusu yardimlarin Katolik kilisesine bagli olan özel okullara yapilmasini yasaklamiyordu. Diger yandan, davacilara göre, adi gecen kanun esitlik ilkesine de aykiriydi; zira, yerel yönetimlerin yapacaklari yardim sonucu özel ögretim kurumlari, kamu ögretim kurumlari karsisinda daha avantajli duruma gelebileceklerdi.

Anayasa Konseyi, basvuru konusu yapilan kanununu laiklik ilkesine aykiri bulmamistir. Konsey, öteden beri, kamu idarelerinin özel ögretim kurumlarina yardim yapabileceklerini kabul etmektedir[5]. Konseye göre,

« yasakoyucu, kamu idarelerinin özel ögretim kurumlarlna, onlarln ögretim hizmetlerinin yerine getirilmesine yaptlklarl katklnln niteligi ve önemine göre yardlm yapmaslnl öngörebilir ».

Buna karsin Anayasa Konseyi, söz konusu kanunun 2'nci maddesinin anayasal degerde olan esitlik ilksesine aykiri olduguna karar vermistir.

Ilk önce Konsey, 18 Ocak 1985 tarihli kararindaki[6] bir paragrafi asagi yukari kelimesi kelimesine alintiliyarak,

« yerel yönetimlerin serbest yönetimi ilkesi anayasal degerde bir ilke olsa da, yasakoyucunun clkaracagl kurallarln, ögretim özgürlügünun kullanllmasl hakklnda bir kanunun uygulanmaslnln temel kosullarlnl yerel yönetimlerin kararlarlna baglayamayaclgl ve dolaylslyla bu kosullarln ulke genelinde degisik olmasl sonucunu doguramayacaglnl »

hatirlatmistir.

Diger yandan Konsey, esitlik ilkesine uygun olabilmasi için, « yapilacak yardimlar objektif ölçütlere uygun olmasini» gerekli olduguna hükmetmistir.

Daha sonra Konsey, esitlik ilkesi açisindan basvuru konusu olan kanunun 2'nci maddesini incelemis, ve bu maddenin iki tür esitsizlige yol açabilecegi sonucuna varmistir.

Konseye göre bir kere, söz konusu kanun, özel ögretim kurumlarinin kendi aralarinda esitsizlik yaratabilcektir. Zira, basvuru konusu olan kanunun 2'nci maddesi bir yerel idareye, belirli bir özel ögretim kurumuna yardim yapmayi kabul etmesine, ama diger bir özel ögretim kurumuna ise bu yardimi reddetmesine olanak tanimaktadir. Gerçekten de Konsey,

« kanunun 2'nci maddesinin, yerel yönetimlerin yardlmlarlnln verilmesi ve bunlarln miktarlarlnln tesbiti için istenen kosullar baklmlndan, benzer durumda bulunan özel ögretim kurumlarl araslndaki esitlik ilkesinin saglanmasl için gerekli guvenceleri taslmadlglnl »

gözlemlemistir.

Diger yandan Konsey, söz konusu kanunun 2'nci maddesinin, özel ögretim kurumlari ile kamu ögretim kurumlari arasinda da esitsizlik dogurabilecegi kanaatindedir. Zira Konseye göre,

« yasakoyucu özellikle, kamu ögretim kurumlarlnln üstlendikleri kendine has yükümlülükler baklmlndan, onlarln zararlna esitlik ilkesinin bozulmaslna karsl, bu kurumlarln korunmasl için gerekli güvenceleri öngörmelidir ».

Oysa Konsey,

« basvuru konusu olan kanunun 2'nci maddesi hükümlerinin, özel ögretim kurumlarlnln kamu ögretlm kurumlarlna göre daha iyi bir durumda bulunmalarlnl onleyecek yeterli guvenceler taslmadlglnl »

saptamistir.

Sonuçta Anayasa Konseyi bavuru konusu olan kanunun 2'nci maddesinin Ayayasaya aykiri olduguna karar vermistir.

 

Bu kararin elestirileri için bkz.:

- Louis Favoreu, « Jurisprudence du Conseil constitutionnel », Revue française du droit constitutionnel, 1994, n° 17, s.325-343. (Profesor Favoreu bu karari özellikle özel ögretim kurumlariyla kamu ögretim kurumlari arasinda esitlik ilksesinin aranmasi açisindan siddetle elestirmektedir. Ona göre, bu iki kurum farkli durumda bulunmaktadir, dolayisiyla fakli isleme tabi tutulabilirler. Dahasi Fransa'da bedava ve laik kamu ögretimini saglamak, yerel yönetimleri degil, devletin uzerine dusmektedir. Özellikle bkz. Ibid., s.335-337).

- François Luchaire, « L'abrogation de la loi Falloux devant le juge constitutionnel », Revue du droit public, 1994, n° 4, s.609-634.

- Bruno Genevois, « Le principe d'égalité et la libre administration des collectivités territoriales », Revue française de droit administratif, 1994, s.209-227.

- Jean-Paul Costa, « Etablissements d'enseignements privés », Actualité juridique‑Droit administratif, 1994, s.132-139.

 

 

8.  29 Temmuz 1994 Tarih ve 94-345 DC Sayili Karar
(Frans
iz dilinin kullanilmasi)[7]

Basvuru konusu: 4 Agustos 1994 Tarih ve 94-665 sayili Franslz Dilinin Kullanilmasi Hakklnda Kanun (« Toubon » Kanunu). Kabul tarihi: Millet Meclisinde, 30 Haziran 1994; Senatoda, 1 Temmuz 1994 (Journal officiel, 5 Agustos 1994, s.11392-11395).

Basvuruyu yapanlar: Sosyalist Partili 60 milletvekili (Anayasa, m.61/2).

Uygulanan anayasal hükümler: 1789 Insan ve Yurttas Haklari Bildirgesinin 11'inci maddesi (Düsünce ve kanaatlerin serbestçe iletisimi ilkesi).

Sonuç: Anayasa Konseyi kanunun çesitli maddelerinin anayasaya aykiri olduguna karar vermistir.

Fransa'da çesitli alanlarda Fransizcanin kullanilmasi zorunlulugu eskiden beri hukuki metinlere konu olmustur[8]. I'inci François tarafindan çikarilan 1 Agustos 1539 tarihli bir emirname, Fransiz dilinin kullanilmasini adlî dil olarak zorunlu kiliyordu. II'nci yilin thermidor ayinin 2'sinde çikarilan bir kanun ise, ayni zorunlulugu getiriyor, ama bundan özel kisilerin kendi aralarindaki irade beyanlariyla olusan islemleri hariç birakiyordu. 2 Subat 1919 tarihli bir karar, Fransizcanin Alsace-Lorraine'de adlî dil oldugunu ilan ediyordu. 31 Aralik 1975 tarihli kanun ise, bir ürünün reklami, kullanma klavuzu, makbuzu ve keza is sözlesmesi, isçi alma ilanlari gibi çesitli alanlarda Fransiz dilinin kullanilmasini zorunlu kiliyordu. Tum bu hallerde yabanci bir kelimenin kullanilmasi, onun Bakanlik Terminoloji Komisyonlarinca onaylanmis Fransizca bir karsiliginin olmasi durumunda yasaklaniyordu (11 Mart 1986 tarihli kararname). Ayrica, 25 Haziran 1992 tarihli anayasa degisikligi ile 1958 Anayasasinin 2'nci maddesine « Cumhuriyetin dilinin Fransizca oldugu » hükmü ilave ediliyordu.

Fransiz mahkemeleri de çesitli tarihlerde verdikleri kararlarla Fransizcanin adli alanda zorunlu olarak kullanilmasini sart kosmuslardir. Fransiz Yargitayi, 4 Agustos 1859 tarihli Giorgi c. Masopino kararinda, Korsika'da Fransiz dilinin kullanilmasi istemistir. Keza ayni mahkeme, 15 Agustos 1875 tarihli Renucci kararinda ise bir kamu görevlisi tarafindan yabanci dilde kaleme alinan islemlerin yokluguna hükmetmistir. Fransiz Danistayi da, 22 Kasim 1985 tarihli Quillevère kararinda Bretonca[9] kaleme alinan bir dava dilekçesinin incelenemeyecegine karar vermistir[10].

Kültür Bakani Jacques Toubon'un hazirladigi ve 30 Haziran 1994'te Millet Meclisinde ve 1 Temmuz 1994'te de Senatoda kabul edilen « Fransiz Dilinin Kullanilmasi Hakkinda Kanun », 31 Aralik 1985 tarihli yakarida anilan Kanunu ilga ederek, bu alani tamamiyla yeniden düzenlemektedir.

Bu kanunun 2'nci maddesi, Fransizcanin kullanilmasini, « hizmet, ürün ve mallarin adlandirilmasi, sunumu, kullanma klavuzu, garanti kosullarinin kapsami ve tarifi ve keza fatura ve makbuzlari için » zorunlu hale getirmektedir. Ayni zorunluluk, her türlü reklama (m.2/2) ve kamuya açik yerlerde ve toplu tasim araçlarinda yapilan veya asilan ilan ve bildirilere (m.3) de uygulanmaktadir.

Diger yandan, bu kanunun 6'nci maddesi, Fransa'da düzenlenen bilimsel toplanti ve kongrelere her katilanin « Fransizca konusma hakkina » sahip oldugunu ilan etmektedir. Keza, bu toplanti ve kongreler sonucunda yayinlanacak yabanci dilde olan bildiri ve belgelere « en azindan bir Fransizca özetlerinin eslik etmesini » öngörmektedir.

Dahasi kanun, bir kamu tüzel kisisi tarafindan subvanse edilen « ögretim ve arastirma çaiismalarininin », Arastirma Bakaninin verecegi özel izin disinda, Fransizca yayinlanmasini, eger yabanci bir dilde gerçeklestirilmislerse Fransizcaya çevrilip yayinlanmalarini sart kosmaktadir (m.7/2).

Ayrica kanunun 11'inci maddesi, ögretim dilinin Fransizca oldugunu, birtakim istisnalar disinda, özel veya kamu ögretim kurumlarinda yapilan sinavlarin ve savunulan yuksek lisans ve doktora tezlerinin Fransizca olmasini zorunlu hale getirmektedir.

Baskaca kanun, is sözlesmelerinin, isletmelerin içtüzüklerinin, ücretliler için yükümlülük tasiyan tüm belgelerin, toplu is sözlesmelerinin, gazetelerde yayinlanan isçi arama ilanlarinin Fansizca olmasini öngörmektedir (m.8 ve 9).

Nihayet kanun, orijinal versiyondaki filmler, müzik eserleri ve dini ayinler disindaki radyo televizyon yayinlarinin Fransizca olmasini da zorunlu kilmaktadir (m.12).

Belirtelim ki, kanun bu alanlarda sadece Fransizcanin kullanilmasini zorunlu kilmiyor, ayni zamanda bu dilin içerigini de belirliyordu. Kanun yukarida sayilan alanlarda zorunlu olarak kullanilacak Fransizca dilinde, resmi terminoloji komisyonlarinca[11] onaylanan Fransizca karsiliklari mevcutsa, tüm yabanci kelimelerin kullanilmasini yasakliyordu. Böylece kodifiye edilmis bir Fransiz dili olusuyordu.

Sosyalist Partili 60 milletvekili, 1 Temmuz 1994 tarihinde, bu kanun hakkinda, yukarida sayilan hükümlerinin Anayasaya aykiri oldugu gerekçesiyle Anayasa Konseyine basvurmuslardir.

Konsey 29 Temmuz 1994 tarihli kararinda bu kanunun çesitli hükümlerinin Anayasaya aykiri olduguna, ve özellikle Devletin kodifiye edilmis bir Fransizcanin kullanimini zorunlu kilamayacagina karar vermistir.

Anayasa Konseyi, sorunu, 1789 Insan ve Yurttas Haklari Bildirgesi[12]nin 11'inci maddesinde ilan edilen « düsünce ve kanaatlerin serbest iletisimi özgürlügü »nden hareketle çozmektedir. Konseye göre iletisim özgürlügü, « herkesin düsüncelerini istedigi terimlerle ifade etme özgürlügünü » de içermektedir. Diger bir anlatimla, Konsey, bir mesajin içerigi ile ifade edilis biçiminin birbirinden ayrilamayacagi görüsündedir. Ona göre, ifade özgürlügü, sadece düsünce ve kanaatlerin yayilmasi imkanini degil, ayni zamanda dar anlamda ifadeyi, yani dili de kapsar.

Konsey ilk önce,

« yasakoyucunun, dilin içerigine iliskin olarak, kamu hukuku tüzel kisilerine ve bir kamu hizmeti ifa eden özel hukuk kisilerine resmi bir terminolojinin kullanllmasl zorunlugunu getirebilecegini »[13]

kabul etmektedir.

Ne var ki Konseye göre,

« yasakoyucu, 1789 Bildirgesinin 11'inci maddesini ihlal etmeden, kamu hizmetinin ifasl dlslnda, özel kisilere, resmi terminoloji olarak idari yoldan belirlenen bazi ifade ve kelimelerin kullanmalarl zorunlulugunu yaptlrlm tehdidi atlnda öngöremez ».

Konsey bu açidan « Toubon Kanunu »nu inceleyerek su sonuçlara varmaktadir.

Bir kere, Anayasa Konseyine göre, « kamu hukuku tüzel kisilerine ve kamu hizmeti yerine getiren özel kisilerin disindaki baska kisilere uygulandigi olçude » afislerin, duyurularin, garanti belgelerinin, faturalarin, kullanma klavuzlarinin, isçi bulma ilanlarinin, isletmelerin içtüzüklerinin... Fransiz dilinde yazilmalari zorunlulugunun getirilmesi Anayasaya aykiridir.

Diger yandan, Konsey, is sözlesmelerinin, ücretliler icin yükümlülük tasiyan tüm belgelerin, toplu is sözlesmelerinin gibi belgelerin Fransizca olmasi zorunlulugunu getirilmesini Anayasaya aykiri olarak görmemektedir. Bununla birlikte, Konseye göre, söz konusu Fransiz dilinin içinde yabanci kelimeler kullanilmasinin yasaklanmasi ise Anayasaya aykiridir.

Konsey ayrica, kanunun bir kamu tüzel kisisi tarafindan subvanse edilen « ögretim ve arastirma çalismalarininin » Fransizca yayinlanmasini, ve eger bir yabanci dilde gerçeklestirilmislerse bir Fransizca çevirilerinin de yayinlanmasini sart kosan 7'nci maddesinin 2'nci fikrasini « arastirma ve ögretim alaninda iletisim ve ifade özgürlügünun kullanilmasina dokundugu » kanaatine varmistir. Dahasi Konseye göre, Arastirma Bakanin verecegi özel izin, Anayasaya aykiriligi ortadan kaldirmamaktadir; zira, bu hüküm, « özellikle, çalismalarin pedagojik ve bilimsel açidan degerlendirilmesine iliskin hiçbir kosul tasimamaktadir ».

Diger noktalardan ise Konsey, kanunu Anayasaya aykiri olarak görmemistir. Kanun, Anayasa Konseyinin Anayasaya aykiri oldugunu beyan ettigi hükümleri disinda, Cumhurbaskani tarafindan 4 Agustos 1994 tarihinde isdar edilmis, ve 5 Agustos 1994 tarihinde Resmi Gazetede yayinlanarak yürürlüge girmistir[14].

 


 

* Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi arastlrma görevlisi ve Bordeaux Üniversitesi Hukuk Fakültesi doktora ögrencisi.

[1]Journal officiel, 15 Ocak 1994, s.829. Kararln metni ayrlca Revue du droit public, 1994, s.627-633 ve Revue française de droit administratif, 1994, s.225-227'de de bulunabilir.

[2]. Fransa'da kanunlarln anayasaya uygunluk kontrolu, onlarln Cumhurbaskanlnca yaylnlanmalarlndan (Anayasa, m.10) önce yapllmaktadlr (m.61). Bu nedenle kanunlar, Anayasa Konseyinin onlar üzerine verdigi kararlarln tarihlerinden daha sonraki bir tarihi taslmaktadlrlar. Örnegimizde de görüldügü gibi, Anayasa Konseyi kararl 13 Ocak 1994, bu kararln üzerine verildigi kanun ise 21 Ocak 1994 tarihlidir.

[3]. Sayllar için baklnlz: INSEE, Annuaire statistique de la France: 1991-92, s.292. 1992-93 ögretim yillnda özel ilkokullara devam eden ögrenci saylslnln bu düzeydeki toplam ögrenci sayisina oranl % 15,7, özel ortaokul ve liselere devam eden ögrenci saylslslnln bu düzeydeki toplam ögrenci saylslna oranl ise % 20,6'dir (Dominique et Michel Fremy, Quid, Paris, Lobert Laffon, 1994, s.1250).

[4]. Özel Ilkokul ögrenci nüfusunun % 97,6'si ve özel ortaokul ve lise ögrenci nüfusunun ise % 88,9'u Katolik kilisesi okullarlna devam etmektedir (Guy Michaud et Alain Kimmel, Le nouveau guide France, Paris, Hachette, 1991, s. 179).

[5]. Keza Anayasa Konseyi 23 Kasim 1977 tarihli kararlyla « 1946 Anayasaslnln Baslanglclnda belirtilen 'her derecede laik ve bedava kamu ogretiminin orgutlenmesinin devletin bir görevi oldugu' hükmünün, özel ögretimin varllglnl ve keza devletin bu ögretime yardlm etmesi imkanlnl dlslamadlglna » karar vermistir (Recueil des décisions du Conseil constitutionnel, 1977, s.42). (Not. 1946 Anaysaslnln Baslanglcl, kendisine 1958 Anayasasl atlf yaptlglndan, anayasalllk blogunun icinde olarak kabul edilmektedir).

[6]Recueil des décisions du Conseil constitutionnel, 1985, s.36.

[7]Journal officiel, 2 Agustos 1994. Kararln metni ayrlca Revue du droit public, 1994, s.1673-1678'de de bulunabilir.

[8]. Bu konuda baklnlz: Jean-Pierre Camby, « Le Conseil constitutionnel et la langue française », Revue du droit public, 1994, s.1663-64.

[9]. Fransa'nln batlslnda Bretagne bölgesinde (baskenti Rennes) konusulan bir bölgesel dil.

[10]Recueil des décisions du Conseil d'Etat, 1985, s.333-340.

[11]. 11 Mart 1986 tarihli Kararnameye göre olusturulan, Bakanllk Terminoloji Komisyonlarl Franslzcaya giren yabancl kelimelere Franslzca karslllklar önermekte, bu öneriler ise bir bakanllk kararnamesi ile onaylanmaktadlr. Bu çallsmalar sayesinde Délégation générale à la langue française, bir « Franslz dilinde resmi terimler sözlügü » yaylnlamlstlr (Dictionnaire des termes officiels de la langue française, Paris, Journal officiel, 461 sayfa).

[12]. Bu vesileyle hatlrlatallm ki, 1789 Bildirgesi, kendisine 1958 Anayasasl atlf yaptlglndan, anayasalllk bloguna dahil olarak kabul edilmektedir 

[13]. Konsey, radyo ve televizyon alanlnda bu ayrlml yapmamaktadlr. Ona göre, « Insan ve Yurttas Haklarl Bildirgesi'nin 11'inci maddesi taraflndan ilan edilen ifade ve düsünce özgürlügü açlslndan, yasakoyucu, yaptlrlm tehdidi altlnda, ister özel ister kamu olsun radyo ve televizyon hizmet ve kurumlarlna benzer yükümlülügü getiremez ».

[14]Journal officiel, 5 Agustos 1994, s.11392-11395.

 


 


Copyright

(c) AÜ Hukuk Fakültesi Dergisi + Kemal Gözler. Bu makaleye izin almadan link verilebilir. Ancak, bu makale, önceden izin almaksızın ne suretle olursa olsun, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, tekrar yayınlanamaz, başka internet sitelerine metin olarak konulamaz. İzin için AÜHFD'ye + yazarına başvurunuz.

Alıntılar (İktibas) Konusunda Açıklamalar

Bu makaleden yapılacak alıntılarda (iktibaslarda) 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 35’inci maddesinde öngörülen şu şartlara uyulmalıdır: (1) İktibas, bir eserin “bazı cümle ve fıkralarının” bir başka esere alınmasıyla sınırlı olmalıdır (m.35/1). (2) İktibas, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla yapılmalıdır (m.35/3). (3) İktibas, belli olacak şekilde yapılmalıdır (m.35/5) [Bilimsel yazma kurallarına göre, aynen iktibasların tırnak içinde verilmesi ve iktibasın üç satırdan uzun olması durumunda iktibas edilen satırların girintili paragraf olarak dizilmesi gerekmektedir]. (4) İktibas ister aynen, ister mealen olsun, eserin ve eser sahibinin adı belirtilerek iktibasın kaynağı gösterilmelidir (m.35/5). (5) İktibas edilen kısmın alındığı yer belirtilmelidir (m.35/5).

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 3.3.2004 tarih ve 5101 sayılı Kanunla değişik 71’inci maddesinin 4’üncü fıkrası, 35’inci maddeye aykırı olarak “kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak” göstererek iktibas yapan kişileri, 2 (iki) yıldan 4 (dört) yıla kadar hapis veya 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisiyle birlikte cezalandırmaktadır.

Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 18 Şubat 1981 tarih ve E.1980/1, K.1981/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kararına göre, “iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak Borçlar Kanununun 49. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat isteyebilir”.

Yukarıdaki şartlara uygun olarak alıntı yapılırken bu makaleye şu şekilde atıf yapılması önerilir:

Kemal Gözler, «Fransız Anayasa Konseyi Kararları Kroniği: 1994», Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 44, 1995, Sayı 1-4, s.809-819. (www.anayasa.gen.tr/kronik94.htm; erişim tarihi).

 

 


Bu makalenin aslı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisinde yayınlanmıştır.

Buraya konulmasına izin verdiği için AÜHFD'ye teşekkür ederim.


Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr (Nisan-Mayıs 2004)

Bu Sayfa: www.anayasa.gen.tr/kronik94.htm  (20 Mayıs 2004)

Editör: Kemal Gözler

kgozler[at]hotmail.com