... REKTÖRLÜĞÜNE

 

 

 

Konu: ... ve ... ’in “...” başlıklı araştırma projesinin etik açıdan değerlendirilmesi.

Öncelikle etik konusunda uzman olmadığımı ve keza bir araştırma projesinin etik değerlendirilmesi konusunda herhangi bir tecrübemin de bulunmadığını belirtmek isterim. Bu nedenle aşağıdaki görüşlerim bir uzman görüşünden ziyade, benim kişisel görüşlerim olarak değerlendirilmelidir.

Adı geçen araştırma projesinde yetişkinler ve çocuklar olmak üzere iki grup denek kullanılmaktadır.

Yetişkin denekler için ortada bir etik problem yoktur. Zira, böyle bir deneye tamamıyla kendi rızalarıyla katılacaklardır. Proje ekinden anlaşılacağı üzere deneyden önce kendilerinden imzalı izin belgesi alınacaktır.

Çocuk denekler bakımından ise araştırma projesi etik açıdan, kanımca, tartışmaya açıktır. Araştırmada yaşları üç ilâ beş arasında değişen çocuklar denek olarak kullanılacaktır. Bir kişinin bir çalışmada denek olarak kullanılması sadece ve sadece o kişinin serbest rızasıyla mümkündür. Bu rızanın verilmesi konusunda yetişkin kimseler ile çocuklar arasında ayrım yapmak gerekir.

Yetişkin kimseler bakımından bu rızanın verilmesinde bir problem yoktur. Bu kişiler, bu rızalarını yazılı ve imzalı olarak vermektedirler. Çocuklar bakımından ise bu rızanın verilmesinde problem vardır. Yaşları 3 ilâ 5 arasında değişen çocukların bu rızalarını nasıl açıklayacakları ve keza açıklayacakları rızaya itibar edilip edilmeyeceği hususu tartışmalıdır. Küçük çocuklar adına bu rızanın onların ana-babaları tarafından verileceği de düşünülebilir. Ancak bu düşüncenin ahlakî değil, hukukî bir geçerliliği vardır. Diğer bir ifadeyle hukukta ana-babalar velayetleri altındaki çocukları adına irade açıklayabilmektedirler. Ancak hukukta bunun böyle olması, ahlaken de böyle olabileceği anlamına gelmez. Ahlakta çocuklar da irade sahibi varlıklar olarak kabul edilir. Nitekim günlük hayatta gözlediğimiz gibi çok küçük bir çocuğun bile isteme gücü vardır; dolayısıyla küçük çocuklar da irade sahibi varlıklardır. Çocuğun bu iradesine, hukuken olmasa bile, ahlaken itibar etmek gerekir. Dolayısıyla çocukların denek olarak kullanıldığı bir araştırmada çocukların iradesini de almak gerekir. Bu iradenin nasıl alınacağı hususu ise, sadece bu araştırma projesi için değil, genel olarak tartışmalıdır. Üç yaşında bir çocuğa,

“şimdi ben seninle bir oyun oynamak istiyorum, oynayıp oynamayacağına sen karar ver, oldu mu? Eğer oynamak istersen senden bilgisayar ekranında çok kısa filmler izlemeni isteyeceğim. Her film bittikten sonra, önüne filmdeki bazı şeylerin resimlerini koyacağım. Senden istediğim, bu resimleri, izlediğin filmdekine benzeyecek şekilde tahtaya asman... Bu filmlerden yaklaşık 50 tane var... İstemezsen tâbi ki de oynamayabilirsin. Ama şimdi ister misin oynamak”

demenin ve keza çocuğun da “evet, oynamak istiyorum” demesinin bir anlamı yoktur. Üç yaşında bir çocuğun “evet, oynamak istiyorum” demesi, iki saat sürecek ve “yaklaşık 50 tane” filmi izlemeyi ve her filmden sonra birtakım faaliyetleri yapmayı kabul ettiği anlamına gelmez. Kaldı ki, çocuk “hayır, oynamak istemiyorum” demesi ihtimalinde dahi çocuğun bu faaliyeti yapmaya zorlanıp zorlanmaması, tamamıyla ana-babasının ve deneyi yapan kişinin insafına kalmış bir husustur. Bu yaştaki bir çocuğun kendi hakkını, kendi ana-basına ve deneyi yapan kişiye karşı savunması mümkün değildir. Keza böyle bir ihtimalde çocuğun zorlanıp zorlanmadığının dışarıdan bir kişi tarafından denetlenmesi de mümkün değildir.

Küçük çocukların denek olarak kullanılabilmesi için de kendilerinin rızalarının alınması gerektiğini, ancak bu rızanın alınmasının muteber bir yolunun olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir araştırmanın –küçük çocukların denek olarak kullanıldığı diğer bütün benzer araştırmalar gibi– çocukların rızaları olmaksızın yapıldığını ve yapılacağını varsayıyorum. Böyle bir şeyin ise etik açıdan temellendirilmesinin güç olduğu kanısındayım.

Belki bu konuda çocukların iradelerine aykırı olarak ana-babalar tarafından zorlanabileceği düşüncesi ileri sürülebilir. Nitekim okula gitmek istemeyen çocuklar ana-babaları tarafından zorla okula gönderilmektedir. Aynı şekilde deneye katılmak istemeyen çocukların da ana-baları tarafından zorlanabileceği düşünülebilir. Ancak bu düşünceye kanımca etik açıdan itibar edilemez. Çünkü, çocuğun okula gitmeye zorlanmasında doğrudan doğruya bu çocuğun yararı vardır. Ancak aynı çocuğun bir bilimsel araştırmaya denek olarak katılmasının o çocuğa doğrudan sağlayacağı bir yarar yoktur. Bilimsel ilerlemenin sağlanması amacıyla çocukların, ana-balarının rızasıyla, ama kendi iradeleri hilafına birtakım faaliyetlere katılmaya zorlanabilecekleri iddiası etik açıdan kanımca tutarlı bir iddia değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklamaya çalıştığım sebeplerden dolayı, adı geçen araştırma projesinin yaşları üç ilâ beş arasında değişen çocuk denekler bakımından etik açıdan tartışmalı olduğu kanısındayım.  

..., 18 Ağustos ....

 

Kemal Gözler

.... 

 

NOT: Araştırma projesinde deneklerin, şikayette bulunabilecekleri kişi olarak ABD bulunan “Denek Hakları Koruma Enstitüsü Temsilcisi”nin adresi, telefon numarası ve e-mail adresi verilmektedir. Türkiye’deki deneklerin ABD bulunan bu kişiye şikayette bulunabilecekleri düşüncesi gerçekçi bir düşünce değildir. Şikayet yeri olarak, denek haklarını korunmasıyla ilgili Türkiye’de bir kuruluş varsa onun gösterilmesi, böyle bir kuruluş yoksa araştırma projesine dahil olanların dışında bağımsız bir kişinin veya kurumun, şikayet yeri olarak, deneklere verilen belgelerde gösterilmesinde yarar olacağı kanısındayım. 

 

 


(c) K. Gözler, 2008. İzin almadan internet ortamında veya basılı olarak yayınlanamaz.

 Konuluş Tarihi. 4 Temmuz 2008

Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr

Editör: Kemal Gözler

Email: kgozler[at]hotmail.com.

 

Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr