TÜRK ANAYASA HUKUKU SİTESİ

 anayasa.gen.tr

Ana Sayfa: www.anayasa.gen.tr

 

 

24 MART 2007 TARİHİNDE YAPILAN ADLİ YARGI HAKİM VE SAVCI ADAYLARINI SEÇME SINAVINDA SORULAN İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ İKİ YANLIŞ SORU

 

 

1. 77. soru “Aşağıdakilerden hangisi Danıştayın idari dairelerince yerine getirilir?” şeklindedir.

Bir defa soru hatalıdır. Çünkü Danıştayın idari dairesi bir tanedir. O da Danıştay 1. dairesidir. Dolayısıyla soruda “idari dairelerince” şeklinde çoğul kullanılmış olması yanlıştır.

İkinci olarak a, b, d ve e şıklarında verilen görevler Danıştayın idari dairesince yerine getirilir. c şıkkında verilen görev ise Danıştayın dava dairesi olan 8. dairece yerine getirilir. O halde sorunun doğru olabilmesi için olumsuz şekilde sorulması gerekirdi. Yani soru “Aşağıdakilerden hangisi Danıştayın idari dairesince yerine getirilmez?” şeklinde olsa idi doğru cevap c olurdu. Ancak soru bu haliyle dört doğru cevabı içerdiğinden iptal edilmesi gerekmektedir.

 

2. 80. soru “Müsteşar A hakkında, işlediği iddia edilen görevi ihmal suçu nedeniyle Cumhuriyet savcısı C tarafından talep edilen ve Bakan B tarafından verilen soruşturma izniyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?” şeklindedir.

Soru kamu görevlilerinin cezai sorumluluklarına ilişkindir. Öncelikle 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nda “görevi ihmal suçu” diye bir suç bulunmamakta, böyle bir fiil görevi kötüye kullanma suçunun ihmal suretiyle işlenmesini ve dolayısıyla “görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturmaktadır (Bkz. 5237 sayılı TCK m. 257/2). Bu itibarla soruda görevi ihmal kavramı yerine kötüye kullanma ibaresi kullanılmış olsa idi daha doğru olurdu.

Diğer taraftan cevap anahtarında doğru cevap a şıkkı verilmiştir. A şıkkı “rüşvet suçu işlediği iddia edilseydi A, B tarafından soruşturma izni verilmesine ihtiyaç olmadan C tarafından doğrudan soruşturulabilirdi” şeklindedir. Gerçekten de 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu 17. maddesinin 1. fıkrasında yazılı bazı suçların -ki bunlar arasında rüşvet suçu da vardır- işlenmesi halinde görevli makamdan izin alınmaksızın Cumhuriyet Savcısı tarafından doğrudan soruşturma yapılabilmesine imkan tanımaktadır. Ancak burada unutulan husus, aynı kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasıdır. Fıkra, bu suçları işleyen “müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar” için istisna getirmekte yani bu suçları işleseler dahi soruşturulmaları için görevli makamdan izin alınmasını gerektirmektedir. Soruda da “müsteşar” sorulduğuna göre rüşvet suçunu işlediği iddia edilen müsteşarın doğrudan Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturulması imkanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla soru yanlıştır ve iptal edilmesi gerekmektedir.

 

 

 

Doç. Dr. Cemil KAYA

Selçuk Ü. Hukuk Fakültesi

İdare Hukuku Öğretim Üyesi

 

cemilkaya@hotmail.com

 

 

 

 

NOT: ÖSYM YAPTIĞI BİR DUYURU İLE BİZİM YUKARIDAKİ AÇIKLAMALARIMIZ DOĞRULTUSUNDA YUKARIDAKİ İKİ HATALI SORUYU İPTAL ETMİŞTİR.

 

http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A010A7E0316D15F82

24.03.2007 TARİHİNDE UYGULANAN T.C. ADALET BAKANLIĞI ADLİ YARGI HAKİM VE SAVCI ADAYLARINI SEÇME SINAVI İLE İLGİLİ DUYURU

 

 

24.03.2007 tarihinde uygulanan T.C. Adalet Bakanlığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylarını Seçme Sınavı’nın

a)      Alan Bilgisi Testinin A kitapçığında yer alan 77. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 82. sorunun doğru cevabının C olarak bildirilmesine rağmen birden fazla doğru cevabının bulunduğu,

b)      Alan Bilgisi Testinin A kitapçığında yer alan 80. soru ile aynı soruya karşılık gelen B kitapçığındaki 74. sorunun doğru cevabının A olarak bildirilmesine rağmen doğru cevabının seçenekler arasında olmadığı

anlaşılmıştır.

Bu nedenle, (a) ve (b) deki sorular iptal edilmiştir.

Bu durum değerlendirme işlemlerinde göz önüne alınmıştır.

Kamuoyuna duyurulur.

  

                                                                                                                                                  ÖSYM BAŞKANLIĞI

http://www.osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1A9547B61DAFFE2A010A7E0316D15F82

 

 


Copyright

(c) Cemil Kaya. 2007. Bu sayfaya izin almadan link verilebilir. Ancak, bu web sayfası, önceden izin almaksızın ne suretle olursa olsun, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, tekrar yayınlanamaz, dağıtılamaz, başka internet sitelerine metin olarak konulamaz. İzin için yazarına başvurunuz. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71 ve 72’nci maddeleri, bir fikir ve sanat eserini herhangi bir yöntemle çoğaltanları, dağıtanları, satanları, elinde bulunduranları, paraya çevrilmeksizin, 2 (iki) yıldan 6 (altı) yıla kadar hapis cezası ve 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

Alıntılar (İktibas) Konusunda Açıklamalar

Bu çalışmadan yapılacak alıntılarda (iktibaslarda) 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 35’inci maddesinde öngörülen şu şartlara uyulmalıdır: (1) İktibas, bir eserin “bazı cümle ve fıkralarının” bir başka esere alınmasıyla sınırlı olmalıdır (m.35/1). (2) İktibas, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla yapılmalıdır (m.35/3). (3) İktibas, belli olacak şekilde yapılmalıdır (m.35/5) [Bilimsel yazma kurallarına göre, aynen iktibasların tırnak içinde verilmesi ve iktibasın üç satırdan uzun olması durumunda iktibas edilen satırların girintili paragraf olarak dizilmesi gerekmektedir]. (4) İktibas ister aynen, ister mealen olsun, eserin ve eser sahibinin adı belirtilerek iktibasın kaynağı gösterilmelidir (m.35/5). (5) İktibas edilen kısmın alındığı yer belirtilmelidir (m.35/5).

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71’inci maddesinin 4’üncü fıkrası, 35’inci maddeye aykırı olarak “kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak” göstererek iktibas yapan kişileri, 4 (dört) yıldan 6 (altı) yıla kadar hapis ve 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 18 Şubat 1981 tarih ve E.1980/1, K.1981/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kararına göre, “iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak Borçlar Kanununun 49. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat isteyebilir”.

 


Editör: Kemal Gözler

E.mail: kgozler[at]hotmail.com

Ana sayfa: www.anayasa.gen.tr

Son Değişiklik: 29 Mart 2007